1. VERGİ
UYUŞMAZLIKLARININ YARGI ORGANINA TAŞINMASI
Haklarında vergilendirme sürecinin çeşitli
aşamalarında vergi (ihtirazi kayıt olmaksızın verilen beyannameler üzerine
verilen tahakkuklar hariç) ceza, faiz veya zam uygulamasına gidilen
mükelleflerin; uzlaşma istemesi fakat uzlaşmanın sağlanamaması, düzeltme
talebinin vergi dairesi tarafından kabul edilmemesi ve bunların dışında diğer
vergi ile ilgili uyuşmazlıklar yaşamaları durumunda yargı organlarına başvurma
hakları vardır.
Bu uyuşmazlıklar bakımından yargı mercii, vergi
mahkemeleri veya ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevlendirildiği
davalarda ise Danıştay’dır. İlk derece yargı merciinin verdiği kararlara karşı
yapılacak başvurular itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemesinde veya temyiz
yoluyla Danıştay’da çözümlenmektedir. Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak
baktığı davalar için temyiz mercii Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’dur.
2. VERGİ
MAHKEMESİNDE DAVA AÇMAYA YETKİLİ KİŞİ VE KURUMLAR
Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanlar;
Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler,
tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava
açabilirler.
Gerçek kişiler bizzat kendileri dava açabilecekleri
gibi vekilleri vasıtasıyla da dava açabilirler. Dava ehliyetine sahip kişinin
vekili sıfatıyla dava açacak kişinin avukat olması şarttır.
Küçükler ve kısıtlılar ile tüzel kişiler de vergi
davalarını kanuni temsilcileri veya bunların avukat vekilleri vasıtası ile
açabilirler.
Vergi dairesi, tadilat ve takdir komisyonlarınca
tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.
3. VERGİ
DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ MAHKEMELER
Bölge İdare Mahkemeleri İdare Mahkemeleri ve Vergi
Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince vergi mahkemeleri vergi davaları bakımından
genel görevli mahkemelerdir.
Danıştay Kanunu uyarınca bakanlıkların düzenleyici
işlemlerine karşı açılacak davalarda Danıştay ilk derece mahkemesi olarak
görevlidir.
4. VERGİ
DAVALARINA BAKMAYA YETKİLİ OLAN MAHKEME
Davaya bakmaya yetkili olan mahkeme;
Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,
Gümrük Kanunu’na göre alınması gereken vergilerle
Vergi Usul Kanunu gereğince şikâyet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine
ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri tarh ve
tahakkuk ettiren,
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’un uygulanmasında ödeme emrini düzenleyen,
Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işleri yapan,
vergi
dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.
5. VERGİ
MAHKEMELERİNDE GÖRÜLECEK DAVALAR
Vergi mahkemeleri,
Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere
ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlülükler ve bunlara ilişkin zam
ve cezalar ile tarife uyuşmazlıkları,
Belirtilen bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları,
Diğer kanunlarda verilen işleri çözümlemektedir.
Buna göre vergi mahkemeleri;
- Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergilere, resim, harç ve benzeri yükümlülüklere ve bunlara bağlı ceza ve zamlara (Gümrük ve Tekel idarelerince alınan vergi ve diğer mali yükümler dâhil.),
- Yukarıdaki kuruluşlara ait olup, mali yüküm kavramı dışındaki tarifelere,
- Mükellefin müracaatı üzerine yapılan emsal bedel takdirinde mükelleflerin, takdir komisyonu kararlarına,
- İdarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hatalarının re’sen düzeltilmesi durumunda, kendi aleyhlerine düzeltme yapılan kimseler, yapılan düzeltmelere,
- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına,
- Vergi mahkemelerince verilen kararların yerine getirilmeme sebebine dayanan tazminat ve zam işlemlerine,
ilişkin davalara bakmaktadır.,
6. VERGİ
DAVA DİLEKÇELERİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Dilekçeler ile davalara ilişkin her türlü evrak;
- İlgili vergi mahkemesi başkanlığına,
- İlgili vergi mahkemesi başkanlığına gönderilmek üzere herhangi bir vergi mahkemesi veya idare mahkemesi başkanlığına,
- İdare ve vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hâkimliklerine,
- Yabancı ülkelerdeki Türk konsolosluklarına verilebilir.
7. VERGİ
DAVALARININ AÇILMASI
Vergi davaları; vergi mahkemesi başkanlıklarına
hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Dava dilekçelerinde;
Tarafların ve varsa vekillerin veya temsilcilerin ad
ve soyadları veya ünvanları ve adresleri,
Dava konusu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi
(tebliğ tarihi),
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve
bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda tam yargı davalarında uyuşmazlık
konusu miktarı,
Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin
veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve
numarası ve varsa mükellef hesap numarası bulunmalıdır.
Ayrıca dava konusu belgelerin asılları veya örnekleri
dava dilekçesine eklenmelidir.
7.2. Aynı Dilekçe ile Dava Açılması
Kural olarak her idari işlem için ayrı ayrı dava
açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç
ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.
Ayrıca, birden fazla şahsın ortak dilekçe ile dava
açabilmesi de mümkündür. Bunun için davacıların hak ve menfaatlerinde iştirak
bulunması ve davaya yol açan maddi olay ve hukuki sebeplerin aynı olması
gerekir.
7.2. Dilekçelerin Yanlış Yargı Merciine Gönderilmesi
Dilekçenin yanlış idari yargı merciine hitaben
yazılmış olması dava hakkını düşürmez. Bu durumda dilekçeyi alan idari yargı
mercii, kendiliğinden yetkili veya görevli mahkemeye gönderir.
7.3. Dilekçelerde Davacı, Kanuni Temsilci, Vekil veya
Dava Konusu İle İlgili Bilgilerin Eksik Gösterilmesi
Dilekçelerde davacı, kanuni temsilci, vekil veya dava
konusu ile ilgili bilgilerin eksik olması dilekçe red sebebidir. Böyle bir
durumda, mahkemece yapılacak tebliğ üzerine otuz (30) gün içinde dilekçenin
gerekli bilgileri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenerek verilmesi
gerekmektedir.
7.4. Dava Dilekçesinin İmzalanmaması
İmzasız dilekçe ile açılan davalar hiç açılmamış
sayılacaktır.
7.5. Dava Dilekçesinin İmzalanması
Dilekçede, davacı ile birlikte, varsa kanuni
temsilcisi ve vekilin ad soyadı ve adresinin gösterilmesi, dilekçeyi her üçünün
birden imzalamasını gerektirmez. Vekil varsa, dilekçe sadece onun tarafından
imzalanır. Vekil yok kanuni temsilcisi varsa, dilekçeyi imzalayacak olan kanuni
temsilcidir. Asıl mükellefin imzası, ancak davayı doğrudan kendisinin açması
halinde gereklidir.
Birden fazla kimsenin aynı dilekçe ile dava açması
durumunda; davacılardan her birinin imzasının bulunması gerekir.
7.6. Tebliğ Tarihinin Dilekçede Gösterilmesi
İdari işlemin tebliğ tarihinin dilekçede
gösterilmesinin nedeni, davanın süresinde açılıp açılmadığının dilekçe
metninden anlaşılması amacına yöneliktir. Bu tarih gösterilmediğinde ilk
inceleme üzerine dilekçenin reddine karar verilir. Dilekçe red kararı, davanın
reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne
uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.
7.7. Uyuşmazlık Konusu Miktarın Dilekçede
Gösterilmemesi
Uyuşmazlık konusu miktarın dilekçede gösterilmemiş
olması halinde, ilk inceleme üzerine dilekçenin reddine karar verilir. Dilekçe
red kararı, davanın reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Otuz (30) gün içinde
dilekçenin usulüne uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.
7.8. Dilekçeye Eklenecek Belgeler
Dilekçeler ve bunlara ekli belgelerin örnekleri karşı
taraf sayısından bir fazla olacaktır.
Dilekçeye eklenecek belgelerin tasdikli olması şart
değildir. Mahkeme gerek gördüğünde tasdikli örneği veya belgenin aslını ayrıca
ister.
7.9. Harcın Ödenmesi ve Posta Pulunun Verilmesi
Dava dilekçesinin işleme girmesi için gerekli harcın
ödenmesi, posta pulunun verilmesi gerekir. Dilekçelerin harç ve posta ücretleri
alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısı
dilekçenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılış sayılır.
7.10. Harç veya Posta Ücreti Verilmeden veya Eksik
Verilerek Dava Açılmışsa
Herhangi bir sebeple harç veya posta ücreti verilmeden
veya eksik harç ve posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz (30) gün
içinde harç veya posta ücretinin tamamlanması ilgiliye tebliğ edilir. Bu süre
içinde tamamlanmadığı takdirde aynı şekilde bildirim bir daha tekrarlanır.
Harç ve posta ücreti süresi içinde verilmez veya
tamamlanmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
7.11. Dava Açıldıktan Sonra Posta Ücretinde Meydana
Gelen Azalma
Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ
işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde otuz (30)
gün içinde posta ücretinin tamamlanması ilgiliye tebliğ edilir. Bu süre içinde
tamamlanmadığı takdirde aynı şekilde bildirim bir daha tekrarlanır.
Posta ücreti, süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın
işlemden kaldırılmasına karar verilir. Kararın tebliğ tarihinden itibaren üç ay
içinde, noksan tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenildiğinde
davanın açılmış sayılmasına karar verilir.
7.12. Dilekçelerin Red Edilmesi
Dilekçe red kararı, davanın reddedilmesi anlamına
gelmemektedir. Ancak otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne uygun olarak
yenilenmesi gerekmektedir.
Bu otuz (30) günlük süre içerisinde yeniden verilen
dilekçelerde aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddine karar
verilir.
8. VERGİ
DAVALARININ AÇILACAĞI SÜRELER
Vergi mahkemesinde dava açma süresi özel kanunlarında
ayrı süre gösterilmeyen hallerde otuz (30) gündür. Danıştay ve İdare
Mahkemelerinde ise bu süre altmış (60) gündür.
8.5. Dava Açma Süresinin Başlaması
Vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümlülükler ve
bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda dava açma süresi;
Tahakkuku tahsile bağlı vergilerde, tahsilâtın
yapıldığı,
Tebliğ yapılan veya tebliğ yerine geçen işlemlerde,
tebliğin veya tebliğ yerine geçen işlemin yapıldığı,
Tevkif yoluyla alınan vergilerde, istihkak sahibine
ödemenin yapıldığı,
Tescile bağlı vergilerde tescil işleminin yapıldığı,
İdarenin dava açması gereken konularda, ilgili merci
veya komisyon kararının idareye geldiği,
tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
8.6. Adresleri Belli Olmayan Mükelleflerde Dava Açma
Süresinin Başlaması
Adresleri belli olmayanlara özel kanunlardaki
hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine
hüküm bulunmadıkça, süre son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş (15)
gün sonra işlemeye başlar.
8.7. İlanı Gereken Düzenleyici İşlemlerde Dava Açma
Süresinin Başlaması
İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresi,
ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması
üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi
aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu
düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.
8.8. Özel Kanunlarda Yer Alan Dava Açma Süreleri
Özel kanunlarında ayrı hüküm bulunduğunda, dava açmada
genel süre değil özel süre geçerli olacaktır. Vergilendirmede özel dava açma
süreleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yer
almaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunda yer alan özel dava açma süreleri
- Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbiki, gıyapta hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
- Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar, ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
- Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren,
7
(yedi) gündür.
8.5. Uzlaşma Sağlanamaması Durumunda Dava Açma Süresi
8.5.1.Tarhiyat öncesi uzlaşmada dava açma süresi
Uzlaşma görüşmeleri sonucunda uzlaşma sağlanamaz ise
vergi dairesine gelen inceleme raporunda önerilen matrah veya matrah farkı
üzerinden vergi dairesince gerekli tarh işlemi yapılır.
Uzlaşılamayan söz konusu vergi ve cezaya ilişkin
olarak ilgili vergi dairesince yapılacak tarhiyata karşı, vergi/ceza
ihbarnamesinin tebliğ tarihini takip eden otuz (30) günlük dava açma süresi
içinde dava açılabilir.
8.5.2.Tarhiyat sonrası uzlaşmada dava açma süresi
Mükellefin veya ceza muhatabının uzlaşma kapsamında
bulunan vergi ve/veya cezalar için uzlaşma talep etmesi halinde, uzlaşmanın
talep edildiği tarih itibariyle dava açma süresi durmaktadır.
Uzlaşma sağlanamaması durumunda, bu hususa ilişkin
tutanağın mükellefe tebliğ tarihinden itibaren ise dava açma süresi kaldığı
yerden işlemeye devam eder. Dava açma süresi yeniden işlemeye başladığında,
dava açmak için on beş (15) günden fazla bir zaman kalmışsa bu süre içinde dava
açılmalıdır. Ancak dava açma süresi bitmiş veya on beş (15) günden az kalmışsa
dava açma süresi on beş (15) gün daha uzar.
8.6. Düzeltme Talepleri Reddedilen Mükelleflerin Dava
Açma Süresi
Mükelleflerce vergi muamelelerindeki hataların
düzeltilmesi taleplerinin, vergi dairesince kabul edilmemesi durumunda
mükelleflerin vergi mahkemesine başvurması otuz (30) günlük dava açma süresinin
geçip geçmediğine bağlıdır. Dava açma süresi içinde veya dava açma süresi
geçtikten sonra yapılan düzeltme talepleri reddedilen mükelleflerin yargı
organlarına başvurma süreçleri farklıdır.
Düzeltme talebinin yapıldığı tarihte otuz (30) günlük
dava açma süresinin geçmemesi durumunda kalan süre içinde vergi mahkemesinde
dava açılabilir.
Düzeltme talebinde bulunulduğu tarihte, otuz (30)
günlük dava açma süresinin bitmiş olması halinde ise, vergi mahkemesinde dava
açma imkânı bulunmamaktadır. Ancak, bu durumda mükellefler Maliye Bakanlığı’na
şikâyet yoluyla düzeltme talebinde bulunabilirler. Maliye Bakanlığı’na şikâyet yolu
ile başvurmadan önce vergi dairesinden düzeltme talebinde bulunulacak bu talep
reddedilirse Maliye Bakanlığı’na şikâyet yoluyla başvuru yolu açılmış
olacaktır. Bakanlığın bu talebi reddetmesi veya altmış (60) gün içinde cevap
vermemek suretiyle zımnen reddetmesi hallerinde ilgilinin dava açma hakkı
yeniden doğar. Bu durumda, talebin reddi yazısının tebliğini veya cevap
vermeyerek geçirilen altmış (60) günün bitimini izleyen günden itibaren otuz
(30) gün içinde dava açılabilir.
Vergi uyuşmazlıklarında dava açma süresi, mücbir sebep
ve zor durum gerekçesi ile uzatılmaktadır.
9. SÜRELERİN
HESAPLANMASI
Vergi kanunlarında yazılı sürelerin hesaplanması
aşağıdaki gibidir:
Süreler gün olarak belli edilmişse, başladığı gün
hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde sona erer.
Süreler hafta olarak belli edilmesi halinde süre,
izleyen haftadaki sürenin başladığı güne tekabül eden günün çalışma saati
sonunda bitmektedir.
Süre eğer ay olarak belli edilmişse, izleyen ayda
sürenin başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil
saatinde bitmektedir.
Resmi tatiller süreye dâhil olmaktadır. Eğer sürenin
son günü tatil gününe denk gelirse bu durumda, süre tatili takip eden ilk iş
gününün sonuna kadar uzar.
Mali Tatil
Mali tatil, her yıl Temmuz ayının birinden yirmisine
kadar (yirmisi dâhil) uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması
halinde, mali tatil, Temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.
Buna göre mali tatilin ilk defa uygulandığı 2007
yılında, 30 Haziran 2007 günü resmi tatil olan Cumartesi’ye rastladığından ve
Temmuz ayının ilk iş günü de 2 Temmuz 2007 olduğundan; 2007 yılında mali tatil,
3 Temmuz tarihinde başlamış ve 20 Temmuz 2007 tarihine kadar (20 Temmuz dâhil)
devam etmiştir.
Dava açma süresinin mali tatile rastlaması halinde
süre, mali tatil süresince işlemeyecektir.
Mali tatil nedeniyle uzayan dava açma süresinin son
gününün 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme
süresine rastlaması durumunda ise dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona
erdiği günü izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün uzayacaktır.
Çalışmaya
Ara Verme
Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl
Ağustos ayının birinden Eylül ayının beşine kadar çalışmaya ara verirler.
Yapılan ikmalen tarhiyat sonucu düzenlenen vergi/ceza
ihbarnamesinin 18 Haziran 2007 tarihinde mükellefe tebliğ edilmesi durumunda,
söz konusu tarhiyata karşı dava açma süresi 18 Temmuz 2007 tarihinde sona
erecektir. Ancak, 2007 yılı için mali tatil 3 Temmuz 2007 tarihinde
başladığından, söz konusu sürenin mali tatile rastlayan 16 günlük kısmı işlemeyecek
ve dava açma süresi mali tatilin sona erdiği tarihten itibaren 16 gün uzamak
suretiyle 5 Ağustos 2007 tarihi mesai saati bitiminde sona erecektir.
5 Ağustos 2007 tarihinin de 2577 sayılı İdari
Yargılama Usul Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması
nedeniyle dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği 5 Eylül 2007
tarihini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün uzayacak ve söz konusu sürenin
son günü olan 12 Eylül 2007 tarihi olacaktır.
10. VERGİ
DAVASININ GÖRÜLMESİ
Vergi davalarında kural olarak yazılı yargılama usulü
uygulanmaktadır. Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemeleri’nde açılan iptal ve
belli bir miktarı aşan ( Örneğin 2009 yılı için 7.630.- TL’yi) tam yargı
(tazminat) davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali
yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı belli bir miktarı aşan ( Örneğin
2009 yılı için 7.630.- TL’yi) vergi davalarında, taraflardan birinin isteği
üzerine duruşma yapılır. Bu miktar her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213
sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında
arttırılmak suretiyle uygulanır..
Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunma
dilekçeleri ile yapılabilir. Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz
(30) gün önce taraflara gönderilir.
11. VERGİ
YARGILAMASINDA İSPAT
Taraflar kural olarak iddialarını ispat etmek için her
türlü delile başvurabilirler. Kanun, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille
ispatlanabileceğini hükme bağlamıştır.
Buna göre vergi yargılamasında;
Delil serbestisi vardır. Mükellefler iddialarını
ellerindeki belgeleri, defterleri ile kanıtlayabilirler.
Defterlerin delil olarak gösterilebilmesi için
gerçekleri yansıtacak şekilde usulüne uygun olarak tutulmuş olmaları şarttır.
Bilirkişiye başvurulabilir.
Şahit gösterilebilir.
Vergiyi doğuran olayla ilgili tabii ve açık bulunmayan
şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya
olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması
halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.
Vergi yargılamasında kıyas uygulaması bulunmamaktadır.
Vergi yargılamasında re’sen araştırma ilkesi
geçerlidir. Bu ilke gereğince hâkim, getirilen kanıtlarla sınırlı olmadan
kendisi de re’sen araştırma yapabilir.
12. BEYAN
ÜZERİNE TARH VE TAHAKKUK ETTİRİLEN VERGİLERE KARŞI DAVA AÇILMASI
Mükellefler kendi beyanları üzerine tarh ve tahakkuk
ettirilen vergilere karşı dava açamazlar. Fakat bunun iki istisnası vardır;
Birincisi, tarh ve tahakkuk işlemleri mükelleflerin
kendi beyanlarına göre yapılmasına rağmen bu vergilendirme işleminde Vergi Usul
Kanununun 116’ncı ve müteakip maddelerinde tanımlanan nitelikte bir vergi
hatasının bulunması halinde mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır. Bu
durumda mükellef tarafından dilekçe ile vergi dairesinden vergilendirme hatası
olduğunu beyan ederek hatanın düzeltilmesini talep edildiğinde ve vergi
dairesince düzeltme talebinin red edilmesi durumunda mükelleflerin dava açma
imkânı bulunmaktadır
İkincisinde ise, ihtirazi kayıt ile beyana karşı dava
açılabilmektedir.
12.1. İhtirazi Kayıtla Yapılan Beyanlara Karşı Dava
Açma
İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin
istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı
konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Bu gibi
durumlarda mükellefler ihtirazi kayıtla beyanname vererek daha sonra dava
yoluna gidip haksız ödedikleri vergiyi geri isteyebileceklerdir.
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler süresi içinde
verildiği için mükelleflerin cezai duruma düşmesini önlemekte ve dava açma
hakkını da saklı tutmaktadır.
İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı dava
açılabilmesi için;
Mükellefin beyanname ile birlikte ihtirazi kaydı
içeren dilekçe vermesi veya beyannamenin herhangi bir yerine ihtirazi kayıt
düşmesi gerekir. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesinde ise, ihtirazi
kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. Tahakkuk işlemi
gerçekleştikten sonra ihtirazi kayıt talebi kabul edilmez.
Verilen beyanname ile yapılan tahakkuka karşı otuz
(30) gün içinde dava açılmalıdır. İhtirazi kayıt dilekçeleri ancak Vergi
Mahkemelerine dava açılmaları durumunda hukuksal nitelik kazanır. Bu süreçte
mükellefin dava açmaması idarenin eylemini fiilini kabul ettiği anlamına gelir.
İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde;
Tahakkuk eden verginin kanuni ödeme süresi içinde
ödenmesi gerekir,
Beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesi tahsil
işlemini durdurmaz,
Beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk eden vergiler
ancak yürütmeyi durdurma kararı veya yargı kararının olması durumunda
ödenmeyebilir.
Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi gibi beyan
yoluyla alınmayan vergilerde, ihtirazi kayıt söz konusu değildir. Bu yüzden
dava açılmadan önce verginin ödenmesi gerekir. Verginin ödenmesinden sonra otuz
(30) gün içinde davanın açılması gerekir.
13. AÇILAN
VERGİ DAVASININ TAHSİLÂTA ETKİSİ VE YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
13.3. Açılan Vergi Davasının Tahsilâta Etkisi
Vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan
davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali
yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümün
tahakkukunu; mahkeme karar verene kadar ertelemiş olmakta, verginin tahsili de
durmaktadır.
Vergi mahkemesinin kararının mükellefin lehine olması
durumunda, mükellef açısından bir vergi söz konusu olmayacaktır. Mükellefe
ödediği vergiler geri verilecektir, fakat herhangi bir faiz ödemesi yapılmayacaktır.
Vergi mahkemesinin kararının mükellefin aleyhine
olması durumunda, verginin tahakkuku gerçekleşecektir. İdare tahakkuk ettirdiği
vergiyi ödemeye ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi (bildirimi) ile mükellefe
bildirmektedir. Mükellef de bu ihbarnamenin tebliğinden itibaren 1 ay içinde
dava konusu yaptığı ve ödeme süresi geçmiş vergi ile cezaların tamamını ödemesi
gerekir.
Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış
kısmına, söz konusu verginin normal vade tarihinden, mahkeme kararının vergi
idaresine tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı
oranında gecikme faizi hesaplanacaktır.
Gecikme faizinin oranı her ay için ayrı ayrı olmak
üzere % 2,5 oranındadır.
13.4. Yürütmenin Durdurulması
Vergi mahkemelerinde tarhiyat aşamasında dava konusu
edilen vergi ve cezaların tahsili işlemleri, yürütmeyi durdurma kararına gerek
olmaksızın kendiliğinden durur. Tahsilât aşamasında dava konusu edilen vergi ve
cezaların tahsili işlemlerinin durması mahkemece yürütmeyi durdurma kararı
verilmesine bağlıdır.
Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin
uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari
işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi
durumunda yürütmenin durdurulmasına karar vermektedir.
Vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tarh
edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve
cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Bu tür
davalarda ayrıca yükümlülerin yürütmenin durdurulmasını istemelerine gerek
yoktur. Genel kural bu olmakla birlikte vergi davaları ile ilgili yürütmenin
durdurulması talep edilmesine gerek bulunulmaması kuralının bazı istisnaları
vardır;
İşlemden kaldırılan vergi davası dosyaları için dava
açılmakla daha önce durmuş olan tahsil işlemine yeniden devam edilir. Eğer
işlemden kaldırılmış olan dosya için yürütmenin durdurulması kararı verilmiş
ise bu karar da kendiliğinden hükümsüz kalır.
İşlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme
konulmasının tahsil işlemi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Tahsil işlemine
devam edilir. Bu gibi durumlarda tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar
tahsil işlemini durdurmaz. Tahsil işleminin durdurulabilmesi için yükümlünün
vergi mahkemesinden yürütmenin durdurulması kararı alması gerekir.
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine salınan
mali yükümlülüklerle ilgili tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar tahsil
işlemini durdurmaz. Ödemenin durması için mahkemeden ayrıca yürütmeyi durdurma
kararı talep edilmelidir.
Ödeme emirlerine karşı açılan davalarda da, yürütmeyi
durdurma kararı alınmadıkça tahsil işlemi devam eder.
Vergi ve benzeri mali yükümlülüklere karşı vergi
mahkemelerinde açılan dava nedeniyle tahsilât işlemlerinin durması, temyiz
aşamasını kapsamaz. Temyiz aşamasında da tahsilâtın durması için üst yargı
merciinin, ilk derece mahkeme kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar
verilmesi gerekir.
Bu durumda dava açılmak suretiyle yürütmesi duran veya
mahkemece yürütülmesi durdurulan dava konusu işlemlerden kaynaklı vergi ve
cezalar dava sonuçlanana kadar tahsil edilmeyecektir.
13.2.1. Yürütmenin Durdurulmasının Şartları
Kanunda sayılan belli şartların mevcut olması durumunda
kanun koyucu yürütmenin durdurulmasını talep etme imkânını tanımıştır. Buna
göre;
Telafisi güç ve imkânsız zarar doğması ve idari
işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Yürütmenin durdurulması kararı istem üzerine verilir.
Yönetsel yargı yerleri kendiliğinden yürütmenin durdurulması kararını
veremezler.
Yürütmenin durdurulması ya dava dilekçesi ile birlikte
veya dava açıldıktan sonra istemde bulunarak verilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilen dosyalar
öncelikle incelenir.
Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında
verilir. Ancak durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir.
Yürütmenin durdurulmasında özel tebligat yöntemi
uygulanabilir. Tebligat süreleri kısaltılabilir, tebliğ memur eliyle
yapılabilir.
13.2.2. Yürütmenin Durdurulması Kararlarına Karşı
İtiraz
Danıştay’ın ve idare mahkemelerinin yürütmeyi durdurma
istemleri hakkında vermiş oldukları kararlara karşı bir itiraz yolu öngörülmüştür.
Yürütmeyi durdurma istemi reddedilen davacı idare bu
kararlara karşı itiraz edebilecektir. İtiraz mercii yürütmeyi durdurma istemini
karara bağlayan yargı yerine göre değişecektir. İYUK madde 27/6 “ yürütmenin
durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince
verilmişse konusuna göre İdare veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına,
Bölge İdare Mahkemesi kararlarına karşı en yakın Bölge İdare Mahkemesine, İdare
ve Vergi Mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı Bölge
İdare Mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise İdare ve Vergi
Mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı
veren hâkimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye kararın tebliğini izleyen günden
itibaren 7 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz
edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içinde karar
vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.”
Yürütmeyi durdurma kararına karşı bir kez, bu kararın
tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Ancak daha sonra yeni
durumların, yeni kanıt, bilgi ve belgelerin ortaya çıkması sonucunda kuşkusuz
yeni bir yürütmenin durdurulması kararı isteminde bulunulması mümkündür.
14. VERGİ
MAHKEMESİ KARARINA KARŞI İTİRAZ VE TEMYİZE BAŞVURMA
Vergi Mahkemesi kararları aleyhlerine sonuçlanan
mükelleflerin, ödemesi gereken vergiler tahsil edilebilir safhaya gelmektedir
Bu durum söz konusu vergilerin kesinleşmesi anlamına gelmez. Verginin
kesinleşebilmesi için Vergi Mahkemesi kararlarına karşı mükelleflerin itiraz
yoluyla Bölge İdare Mahkemesi’ne temyiz yoluyla da Danıştay’a başvurmaları veya
bunlara başvuru sürelerinin geçtiği halde bu yolları kullanmamaları gerekir.
14.6. Bölge İdare Mahkemesi’ne İtiraz Başvurusu
Bölge İdare Mahkemesi, vergi mahkemesinin tek hâkimle
verdiği kararları itiraz üzerine incelemektedir.
Bölge İdare Mahkemesi’ne, vergi mahkemesinin kararının
tebliğini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde başvurulabilir. İtiraz
başvurusu, mahkeme kararının yürütülmesini durdurmaz. Bu kararların
yürütülmesini durdurabilmek için Bölge İdare Mahkemesinden yürütmenin
durdurulması istenilmeli ve mahkeme tarafından da bu istem kabul edilerek
karara bağlanmış olması gerekmektedir.
Bölge İdare Mahkemesinin aldığı kararlara karşı temyiz
yoluna başvurulamaz.
Bölge idare mahkemesinin itiraz üzerine verdiği
kararlara karşı, İYUK’un 54’üncü maddesi uyarınca bir defaya mahsus olmak üzere
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabilir.
14.7. Danıştay’a Temyiz Başvurusu
Vergi yargılamasında, Danıştay dava daireleri ile
idare ve vergi mahkemelerinin kararları ancak bu mahkemelerin bir hukuk
kuralını yanlış uygulamaları durumunda temyiz edilebilir. Burada söz konusu
edilen hukuk kuralı geniş kapsamlıdır. Yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri,
sözleşmeleri içine alır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu, temyiz nedenlerini üç
başlık altında toplanmıştır:
a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması
b) Hukuka aykırı karar verilmiş olması
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması.
Danıştay, vergi mahkemesinin kurul halinde verdiği
kararları temyiz yoluyla incelemektedir.
Danıştay’a, vergi mahkemesinin kararını tebliğini
takip eden günden itibaren otuz (30) gün içinde başvurulabilir. Temyiz başvurusu,
vergi mahkemesi kararının yürütülmesini durdurmaz. Bu kararların yürütülmesini
durdurabilmek için Danıştay’dan teminat karşılığı yürütmenin durdurulması
istenilmesi ve bu istemin de kabul edilerek karara bağlanmış olması
gerekmektedir.
213 sayılı Kanunun 377’nci maddesi uyarınca; vergi
dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının (
İl özel idareleri ile belediyeler, valiler) muvafakatini almadan vergi
mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle
sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin
taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara
devredebilir.
14.8. Danıştay’ın Vergi Mahkemesi Kararını Onaması ve
Bozması
Temyiz üzerine Danıştay, ilk derece mahkemesi
kararının bozulmasına veya onanmasına karar verir.
Danıştay tarafından mahkeme kararının onanmasına karar
verilmesi halinde, dava dosyası mahkemesine gönderilir ve olağan yargılama
süreci tamamlanmış olur.
Danıştay tarafından mahkeme kararının bozulmasına
karar verilmesi halinde ise, ilk derece mahkemesince bozma kararına uyulmasına
veya ilk kararında ısrar edilmesine karar verilir.
Vergi mahkemesi Danıştay’ın bozma kararına uyarsa,
yeniden yargılama yapmak suretiyle bozma kararı doğrultusunda yeni bir karar
verir. Bu karara karşı da tarafların ilk karar üzerine yaptıkları gibi temyiz
yoluna başvurmaları mümkündür.
İlk derece mahkemesince ısrar kararı verilmesi
halinde, ısrar kararının temyizi mümkün olup bu durumda temyiz incelemesi bir
üst kurul olan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenir.
Kurulun kararları kesindir.
14.9. Karar Düzeltme
Kararın düzeltilmesi yolu ile; Danıştay dava daireleri
veya Vergi Dava Daireleri Kurulunun temyiz yeri olarak verdikleri kararlar ile,
bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında bir kez,
kararın yeniden gözden geçirilmesi ve yapılmış sakatlıklar varsa bunların
düzeltilmesi amacı güdülür.
Kararın düzeltilmesi isteminde süre on beş (15)
gündür. Bu süre, kararın yazılı bildirimini izleyen günden itibaren işlemeye
başlar.
14.5. Karar Düzeltme İstenilmeyecek Kararlar
İlk derece mahkemesi olarak verilen kararlara,
·
Ara kararlara,
·
Yürütmenin
durdurulması kararlarına,
·
Görev ve yetki
açısından mercii tayini kararlarına,
·
Yargılamanın
yenilenmesi kararlarına,
karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
kaynak: www.Gib.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder