13 Mart 2013 Çarşamba

VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ YARGI AŞAMASINDA ÇÖZÜMLENMESİ




1. VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ YARGI ORGANINA TAŞINMASI

Haklarında vergilendirme sürecinin çeşitli aşamalarında vergi (ihtirazi kayıt olmaksızın verilen beyannameler üzerine verilen tahakkuklar hariç) ceza, faiz veya zam uygulamasına gidilen mükelleflerin; uzlaşma istemesi fakat uzlaşmanın sağlanamaması, düzeltme talebinin vergi dairesi tarafından kabul edilmemesi ve bunların dışında diğer vergi ile ilgili uyuşmazlıklar yaşamaları durumunda yargı organlarına başvurma hakları vardır.
Bu uyuşmazlıklar bakımından yargı mercii, vergi mahkemeleri veya ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevlendirildiği davalarda ise Danıştay’dır. İlk derece yargı merciinin verdiği kararlara karşı yapılacak başvurular itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemesinde veya temyiz yoluyla Danıştay’da çözümlenmektedir. Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalar için temyiz mercii Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’dur.

2. VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇMAYA YETKİLİ KİŞİ VE KURUMLAR

Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanlar;

Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.

Gerçek kişiler bizzat kendileri dava açabilecekleri gibi vekilleri vasıtasıyla da dava açabilirler. Dava ehliyetine sahip kişinin vekili sıfatıyla dava açacak kişinin avukat olması şarttır.

Küçükler ve kısıtlılar ile tüzel kişiler de vergi davalarını kanuni temsilcileri veya bunların avukat vekilleri vasıtası ile açabilirler.

Vergi dairesi, tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.

3. VERGİ DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ MAHKEMELER

Bölge İdare Mahkemeleri İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince vergi mahkemeleri vergi davaları bakımından genel görevli mahkemelerdir.

Danıştay Kanunu uyarınca bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davalarda Danıştay ilk derece mahkemesi olarak görevlidir.

4. VERGİ DAVALARINA BAKMAYA YETKİLİ OLAN MAHKEME

Davaya bakmaya yetkili olan mahkeme;

Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,

Gümrük Kanunu’na göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikâyet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri tarh ve tahakkuk ettiren,

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasında ödeme emrini düzenleyen,
Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işleri yapan,

vergi dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.

5. VERGİ MAHKEMELERİNDE GÖRÜLECEK DAVALAR

Vergi mahkemeleri,

Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlülükler ve bunlara ilişkin zam ve cezalar ile tarife uyuşmazlıkları,

Belirtilen bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları,

Diğer kanunlarda verilen işleri çözümlemektedir.

Buna göre vergi mahkemeleri;
  • Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergilere, resim, harç ve benzeri yükümlülüklere ve bunlara bağlı ceza ve zamlara (Gümrük ve Tekel idarelerince alınan vergi ve diğer mali yükümler dâhil.),
  • Yukarıdaki kuruluşlara ait olup, mali yüküm kavramı dışındaki tarifelere,
  •  Mükellefin müracaatı üzerine yapılan emsal bedel takdirinde mükelleflerin, takdir komisyonu kararlarına,
  • İdarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hatalarının re’sen düzeltilmesi durumunda, kendi aleyhlerine düzeltme yapılan kimseler, yapılan düzeltmelere,
  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına,
  • Vergi mahkemelerince verilen kararların yerine getirilmeme sebebine dayanan tazminat ve zam işlemlerine,
ilişkin davalara bakmaktadır.,

6. VERGİ DAVA DİLEKÇELERİNİN VERİLDİĞİ YERLER

Dilekçeler ile davalara ilişkin her türlü evrak;
  • İlgili vergi mahkemesi başkanlığına,
  • İlgili vergi mahkemesi başkanlığına gönderilmek üzere herhangi bir vergi mahkemesi veya idare mahkemesi başkanlığına,
  • İdare ve vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hâkimliklerine,
  • Yabancı ülkelerdeki Türk konsolosluklarına verilebilir.

7. VERGİ DAVALARININ AÇILMASI

Vergi davaları; vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Dava dilekçelerinde;
Tarafların ve varsa vekillerin veya temsilcilerin ad ve soyadları veya ünvanları ve adresleri,

Dava konusu ve sebepleri ile dayandığı deliller,

Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi (tebliğ tarihi),

Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarı,

Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası bulunmalıdır.

Ayrıca dava konusu belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenmelidir.

7.2. Aynı Dilekçe ile Dava Açılması

Kural olarak her idari işlem için ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.

Ayrıca, birden fazla şahsın ortak dilekçe ile dava açabilmesi de mümkündür. Bunun için davacıların hak ve menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay ve hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.

7.2. Dilekçelerin Yanlış Yargı Merciine Gönderilmesi

Dilekçenin yanlış idari yargı merciine hitaben yazılmış olması dava hakkını düşürmez. Bu durumda dilekçeyi alan idari yargı mercii, kendiliğinden yetkili veya görevli mahkemeye gönderir.

7.3. Dilekçelerde Davacı, Kanuni Temsilci, Vekil veya Dava Konusu İle İlgili Bilgilerin Eksik Gösterilmesi

Dilekçelerde davacı, kanuni temsilci, vekil veya dava konusu ile ilgili bilgilerin eksik olması dilekçe red sebebidir. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak tebliğ üzerine otuz (30) gün içinde dilekçenin gerekli bilgileri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenerek verilmesi gerekmektedir.

7.4. Dava Dilekçesinin İmzalanmaması

İmzasız dilekçe ile açılan davalar hiç açılmamış sayılacaktır.

7.5. Dava Dilekçesinin İmzalanması

Dilekçede, davacı ile birlikte, varsa kanuni temsilcisi ve vekilin ad soyadı ve adresinin gösterilmesi, dilekçeyi her üçünün birden imzalamasını gerektirmez. Vekil varsa, dilekçe sadece onun tarafından imzalanır. Vekil yok kanuni temsilcisi varsa, dilekçeyi imzalayacak olan kanuni temsilcidir. Asıl mükellefin imzası, ancak davayı doğrudan kendisinin açması halinde gereklidir.

Birden fazla kimsenin aynı dilekçe ile dava açması durumunda; davacılardan her birinin imzasının bulunması gerekir.

7.6. Tebliğ Tarihinin Dilekçede Gösterilmesi

İdari işlemin tebliğ tarihinin dilekçede gösterilmesinin nedeni, davanın süresinde açılıp açılmadığının dilekçe metninden anlaşılması amacına yöneliktir. Bu tarih gösterilmediğinde ilk inceleme üzerine dilekçenin reddine karar verilir. Dilekçe red kararı, davanın reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.

7.7. Uyuşmazlık Konusu Miktarın Dilekçede Gösterilmemesi

Uyuşmazlık konusu miktarın dilekçede gösterilmemiş olması halinde, ilk inceleme üzerine dilekçenin reddine karar verilir. Dilekçe red kararı, davanın reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.

7.8. Dilekçeye Eklenecek Belgeler

Dilekçeler ve bunlara ekli belgelerin örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olacaktır.

Dilekçeye eklenecek belgelerin tasdikli olması şart değildir. Mahkeme gerek gördüğünde tasdikli örneği veya belgenin aslını ayrıca ister.

7.9. Harcın Ödenmesi ve Posta Pulunun Verilmesi

Dava dilekçesinin işleme girmesi için gerekli harcın ödenmesi, posta pulunun verilmesi gerekir. Dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısı dilekçenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılış sayılır.

7.10. Harç veya Posta Ücreti Verilmeden veya Eksik Verilerek Dava Açılmışsa

Herhangi bir sebeple harç veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç ve posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz (30) gün içinde harç veya posta ücretinin tamamlanması ilgiliye tebliğ edilir. Bu süre içinde tamamlanmadığı takdirde aynı şekilde bildirim bir daha tekrarlanır.

Harç ve posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

7.11. Dava Açıldıktan Sonra Posta Ücretinde Meydana Gelen Azalma

Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde otuz (30) gün içinde posta ücretinin tamamlanması ilgiliye tebliğ edilir. Bu süre içinde tamamlanmadığı takdirde aynı şekilde bildirim bir daha tekrarlanır.

Posta ücreti, süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Kararın tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde, noksan tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenildiğinde davanın açılmış sayılmasına karar verilir.

7.12. Dilekçelerin Red Edilmesi

Dilekçe red kararı, davanın reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Ancak otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.

Bu otuz (30) günlük süre içerisinde yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddine karar verilir.

8. VERGİ DAVALARININ AÇILACAĞI SÜRELER

Vergi mahkemesinde dava açma süresi özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde otuz (30) gündür. Danıştay ve İdare Mahkemelerinde ise bu süre altmış (60) gündür.

8.5. Dava Açma Süresinin Başlaması

Vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda dava açma süresi;

Tahakkuku tahsile bağlı vergilerde, tahsilâtın yapıldığı,

Tebliğ yapılan veya tebliğ yerine geçen işlemlerde, tebliğin veya tebliğ yerine geçen işlemin yapıldığı,
Tevkif yoluyla alınan vergilerde, istihkak sahibine ödemenin yapıldığı,

Tescile bağlı vergilerde tescil işleminin yapıldığı,

İdarenin dava açması gereken konularda, ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği,
tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

8.6. Adresleri Belli Olmayan Mükelleflerde Dava Açma Süresinin Başlaması

Adresleri belli olmayanlara özel kanunlardaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine hüküm bulunmadıkça, süre son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş (15) gün sonra işlemeye başlar.

8.7. İlanı Gereken Düzenleyici İşlemlerde Dava Açma Süresinin Başlaması

İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.

8.8. Özel Kanunlarda Yer Alan Dava Açma Süreleri

Özel kanunlarında ayrı hüküm bulunduğunda, dava açmada genel süre değil özel süre geçerli olacaktır. Vergilendirmede özel dava açma süreleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yer almaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yer alan özel dava açma süreleri
  • Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbiki, gıyapta hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
  • Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar, ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren,
  • Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren,
7 (yedi) gündür. 

8.5. Uzlaşma Sağlanamaması Durumunda Dava Açma Süresi

8.5.1.Tarhiyat öncesi uzlaşmada dava açma süresi

Uzlaşma görüşmeleri sonucunda uzlaşma sağlanamaz ise vergi dairesine gelen inceleme raporunda önerilen matrah veya matrah farkı üzerinden vergi dairesince gerekli tarh işlemi yapılır.

Uzlaşılamayan söz konusu vergi ve cezaya ilişkin olarak ilgili vergi dairesince yapılacak tarhiyata karşı, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihini takip eden otuz (30) günlük dava açma süresi içinde dava açılabilir.

8.5.2.Tarhiyat sonrası uzlaşmada dava açma süresi

Mükellefin veya ceza muhatabının uzlaşma kapsamında bulunan vergi ve/veya cezalar için uzlaşma talep etmesi halinde, uzlaşmanın talep edildiği tarih itibariyle dava açma süresi durmaktadır.

Uzlaşma sağlanamaması durumunda, bu hususa ilişkin tutanağın mükellefe tebliğ tarihinden itibaren ise dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. Dava açma süresi yeniden işlemeye başladığında, dava açmak için on beş (15) günden fazla bir zaman kalmışsa bu süre içinde dava açılmalıdır. Ancak dava açma süresi bitmiş veya on beş (15) günden az kalmışsa dava açma süresi on beş (15) gün daha uzar.

8.6. Düzeltme Talepleri Reddedilen Mükelleflerin Dava Açma Süresi

Mükelleflerce vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesi taleplerinin, vergi dairesince kabul edilmemesi durumunda mükelleflerin vergi mahkemesine başvurması otuz (30) günlük dava açma süresinin geçip geçmediğine bağlıdır. Dava açma süresi içinde veya dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme talepleri reddedilen mükelleflerin yargı organlarına başvurma süreçleri farklıdır.

Düzeltme talebinin yapıldığı tarihte otuz (30) günlük dava açma süresinin geçmemesi durumunda kalan süre içinde vergi mahkemesinde dava açılabilir.

Düzeltme talebinde bulunulduğu tarihte, otuz (30) günlük dava açma süresinin bitmiş olması halinde ise, vergi mahkemesinde dava açma imkânı bulunmamaktadır. Ancak, bu durumda mükellefler Maliye Bakanlığı’na şikâyet yoluyla düzeltme talebinde bulunabilirler. Maliye Bakanlığı’na şikâyet yolu ile başvurmadan önce vergi dairesinden düzeltme talebinde bulunulacak bu talep reddedilirse Maliye Bakanlığı’na şikâyet yoluyla başvuru yolu açılmış olacaktır. Bakanlığın bu talebi reddetmesi veya altmış (60) gün içinde cevap vermemek suretiyle zımnen reddetmesi hallerinde ilgilinin dava açma hakkı yeniden doğar. Bu durumda, talebin reddi yazısının tebliğini veya cevap vermeyerek geçirilen altmış (60) günün bitimini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde dava açılabilir.

Vergi uyuşmazlıklarında dava açma süresi, mücbir sebep ve zor durum gerekçesi ile uzatılmaktadır.

9. SÜRELERİN HESAPLANMASI

Vergi kanunlarında yazılı sürelerin hesaplanması aşağıdaki gibidir:

Süreler gün olarak belli edilmişse, başladığı gün hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde sona erer.
Süreler hafta olarak belli edilmesi halinde süre, izleyen haftadaki sürenin başladığı güne tekabül eden günün çalışma saati sonunda bitmektedir.

Süre eğer ay olarak belli edilmişse, izleyen ayda sürenin başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil saatinde bitmektedir.

Resmi tatiller süreye dâhil olmaktadır. Eğer sürenin son günü tatil gününe denk gelirse bu durumda, süre tatili takip eden ilk iş gününün sonuna kadar uzar.

Mali Tatil

Mali tatil, her yıl Temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dâhil) uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, mali tatil, Temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.

Buna göre mali tatilin ilk defa uygulandığı 2007 yılında, 30 Haziran 2007 günü resmi tatil olan Cumartesi’ye rastladığından ve Temmuz ayının ilk iş günü de 2 Temmuz 2007 olduğundan; 2007 yılında mali tatil, 3 Temmuz tarihinde başlamış ve 20 Temmuz 2007 tarihine kadar (20 Temmuz dâhil) devam etmiştir.

Dava açma süresinin mali tatile rastlaması halinde süre, mali tatil süresince işlemeyecektir.

Mali tatil nedeniyle uzayan dava açma süresinin son gününün 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması durumunda ise dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün uzayacaktır.

Çalışmaya Ara Verme

Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl Ağustos ayının birinden Eylül ayının beşine kadar çalışmaya ara verirler.

Yapılan ikmalen tarhiyat sonucu düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin 18 Haziran 2007 tarihinde mükellefe tebliğ edilmesi durumunda, söz konusu tarhiyata karşı dava açma süresi 18 Temmuz 2007 tarihinde sona erecektir. Ancak, 2007 yılı için mali tatil 3 Temmuz 2007 tarihinde başladığından, söz konusu sürenin mali tatile rastlayan 16 günlük kısmı işlemeyecek ve dava açma süresi mali tatilin sona erdiği tarihten itibaren 16 gün uzamak suretiyle 5 Ağustos 2007 tarihi mesai saati bitiminde sona erecektir.

5 Ağustos 2007 tarihinin de 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması nedeniyle dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği 5 Eylül 2007 tarihini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün uzayacak ve söz konusu sürenin son günü olan 12 Eylül 2007 tarihi olacaktır.

10. VERGİ DAVASININ GÖRÜLMESİ

Vergi davalarında kural olarak yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Danıştay ile İdare ve Vergi Mahkemeleri’nde açılan iptal ve belli bir miktarı aşan ( Örneğin 2009 yılı için 7.630.- TL’yi) tam yargı (tazminat) davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı belli bir miktarı aşan ( Örneğin 2009 yılı için 7.630.- TL’yi) vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Bu miktar her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılmak suretiyle uygulanır..

Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunma dilekçeleri ile yapılabilir. Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz (30) gün önce taraflara gönderilir.

11. VERGİ YARGILAMASINDA İSPAT

Taraflar kural olarak iddialarını ispat etmek için her türlü delile başvurabilirler. Kanun, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceğini hükme bağlamıştır.

Buna göre vergi yargılamasında;

Delil serbestisi vardır. Mükellefler iddialarını ellerindeki belgeleri, defterleri ile kanıtlayabilirler.

Defterlerin delil olarak gösterilebilmesi için gerçekleri yansıtacak şekilde usulüne uygun olarak tutulmuş olmaları şarttır.

Bilirkişiye başvurulabilir.

Şahit gösterilebilir.

Vergiyi doğuran olayla ilgili tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.

İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.

Vergi yargılamasında kıyas uygulaması bulunmamaktadır.

Vergi yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu ilke gereğince hâkim, getirilen kanıtlarla sınırlı olmadan kendisi de re’sen araştırma yapabilir.

12. BEYAN ÜZERİNE TARH VE TAHAKKUK ETTİRİLEN VERGİLERE KARŞI DAVA AÇILMASI

Mükellefler kendi beyanları üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava açamazlar. Fakat bunun iki istisnası vardır;

Birincisi, tarh ve tahakkuk işlemleri mükelleflerin kendi beyanlarına göre yapılmasına rağmen bu vergilendirme işleminde Vergi Usul Kanununun 116’ncı ve müteakip maddelerinde tanımlanan nitelikte bir vergi hatasının bulunması halinde mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır. Bu durumda mükellef tarafından dilekçe ile vergi dairesinden vergilendirme hatası olduğunu beyan ederek hatanın düzeltilmesini talep edildiğinde ve vergi dairesince düzeltme talebinin red edilmesi durumunda mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır
İkincisinde ise, ihtirazi kayıt ile beyana karşı dava açılabilmektedir.

12.1. İhtirazi Kayıtla Yapılan Beyanlara Karşı Dava Açma

İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Bu gibi durumlarda mükellefler ihtirazi kayıtla beyanname vererek daha sonra dava yoluna gidip haksız ödedikleri vergiyi geri isteyebileceklerdir.

İhtirazi kayıtla verilen beyannameler süresi içinde verildiği için mükelleflerin cezai duruma düşmesini önlemekte ve dava açma hakkını da saklı tutmaktadır.

İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı dava açılabilmesi için;

Mükellefin beyanname ile birlikte ihtirazi kaydı içeren dilekçe vermesi veya beyannamenin herhangi bir yerine ihtirazi kayıt düşmesi gerekir. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesinde ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. Tahakkuk işlemi gerçekleştikten sonra ihtirazi kayıt talebi kabul edilmez.

Verilen beyanname ile yapılan tahakkuka karşı otuz (30) gün içinde dava açılmalıdır. İhtirazi kayıt dilekçeleri ancak Vergi Mahkemelerine dava açılmaları durumunda hukuksal nitelik kazanır. Bu süreçte mükellefin dava açmaması idarenin eylemini fiilini kabul ettiği anlamına gelir.

İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde;

Tahakkuk eden verginin kanuni ödeme süresi içinde ödenmesi gerekir,

Beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesi tahsil işlemini durdurmaz,

Beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk eden vergiler ancak yürütmeyi durdurma kararı veya yargı kararının olması durumunda ödenmeyebilir.

Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi gibi beyan yoluyla alınmayan vergilerde, ihtirazi kayıt söz konusu değildir. Bu yüzden dava açılmadan önce verginin ödenmesi gerekir. Verginin ödenmesinden sonra otuz (30) gün içinde davanın açılması gerekir.

13. AÇILAN VERGİ DAVASININ TAHSİLÂTA ETKİSİ VE YÜRÜTMENİN DURDURULMASI

13.3. Açılan Vergi Davasının Tahsilâta Etkisi

Vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümün tahakkukunu; mahkeme karar verene kadar ertelemiş olmakta, verginin tahsili de durmaktadır.

Vergi mahkemesinin kararının mükellefin lehine olması durumunda, mükellef açısından bir vergi söz konusu olmayacaktır. Mükellefe ödediği vergiler geri verilecektir, fakat herhangi bir faiz ödemesi yapılmayacaktır.

Vergi mahkemesinin kararının mükellefin aleyhine olması durumunda, verginin tahakkuku gerçekleşecektir. İdare tahakkuk ettirdiği vergiyi ödemeye ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi (bildirimi) ile mükellefe bildirmektedir. Mükellef de bu ihbarnamenin tebliğinden itibaren 1 ay içinde dava konusu yaptığı ve ödeme süresi geçmiş vergi ile cezaların tamamını ödemesi gerekir.

Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, söz konusu verginin normal vade tarihinden, mahkeme kararının vergi idaresine tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi hesaplanacaktır.

Gecikme faizinin oranı her ay için ayrı ayrı olmak üzere % 2,5 oranındadır.

13.4. Yürütmenin Durdurulması

Vergi mahkemelerinde tarhiyat aşamasında dava konusu edilen vergi ve cezaların tahsili işlemleri, yürütmeyi durdurma kararına gerek olmaksızın kendiliğinden durur. Tahsilât aşamasında dava konusu edilen vergi ve cezaların tahsili işlemlerinin durması mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verilmesine bağlıdır.

Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar vermektedir.

Vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Bu tür davalarda ayrıca yükümlülerin yürütmenin durdurulmasını istemelerine gerek yoktur. Genel kural bu olmakla birlikte vergi davaları ile ilgili yürütmenin durdurulması talep edilmesine gerek bulunulmaması kuralının bazı istisnaları vardır;

İşlemden kaldırılan vergi davası dosyaları için dava açılmakla daha önce durmuş olan tahsil işlemine yeniden devam edilir. Eğer işlemden kaldırılmış olan dosya için yürütmenin durdurulması kararı verilmiş ise bu karar da kendiliğinden hükümsüz kalır.

İşlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulmasının tahsil işlemi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Tahsil işlemine devam edilir. Bu gibi durumlarda tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar tahsil işlemini durdurmaz. Tahsil işleminin durdurulabilmesi için yükümlünün vergi mahkemesinden yürütmenin durdurulması kararı alması gerekir.

İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine salınan mali yükümlülüklerle ilgili tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar tahsil işlemini durdurmaz. Ödemenin durması için mahkemeden ayrıca yürütmeyi durdurma kararı talep edilmelidir.

Ödeme emirlerine karşı açılan davalarda da, yürütmeyi durdurma kararı alınmadıkça tahsil işlemi devam eder.
Vergi ve benzeri mali yükümlülüklere karşı vergi mahkemelerinde açılan dava nedeniyle tahsilât işlemlerinin durması, temyiz aşamasını kapsamaz. Temyiz aşamasında da tahsilâtın durması için üst yargı merciinin, ilk derece mahkeme kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir.

Bu durumda dava açılmak suretiyle yürütmesi duran veya mahkemece yürütülmesi durdurulan dava konusu işlemlerden kaynaklı vergi ve cezalar dava sonuçlanana kadar tahsil edilmeyecektir.

13.2.1. Yürütmenin Durdurulmasının Şartları

Kanunda sayılan belli şartların mevcut olması durumunda kanun koyucu yürütmenin durdurulmasını talep etme imkânını tanımıştır. Buna göre;

Telafisi güç ve imkânsız zarar doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

Yürütmenin durdurulması kararı istem üzerine verilir. Yönetsel yargı yerleri kendiliğinden yürütmenin durdurulması kararını veremezler.

Yürütmenin durdurulması ya dava dilekçesi ile birlikte veya dava açıldıktan sonra istemde bulunarak verilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilen dosyalar öncelikle incelenir.

Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir. Ancak durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir.

Yürütmenin durdurulmasında özel tebligat yöntemi uygulanabilir. Tebligat süreleri kısaltılabilir, tebliğ memur eliyle yapılabilir.

13.2.2. Yürütmenin Durdurulması Kararlarına Karşı İtiraz

Danıştay’ın ve idare mahkemelerinin yürütmeyi durdurma istemleri hakkında vermiş oldukları kararlara karşı bir itiraz yolu öngörülmüştür.

Yürütmeyi durdurma istemi reddedilen davacı idare bu kararlara karşı itiraz edebilecektir. İtiraz mercii yürütmeyi durdurma istemini karara bağlayan yargı yerine göre değişecektir. İYUK madde 27/6 “ yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdare veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına, Bölge İdare Mahkemesi kararlarına karşı en yakın Bölge İdare Mahkemesine, İdare ve Vergi Mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı Bölge İdare Mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hâkimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.”

Yürütmeyi durdurma kararına karşı bir kez, bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Ancak daha sonra yeni durumların, yeni kanıt, bilgi ve belgelerin ortaya çıkması sonucunda kuşkusuz yeni bir yürütmenin durdurulması kararı isteminde bulunulması mümkündür.

14. VERGİ MAHKEMESİ KARARINA KARŞI İTİRAZ VE TEMYİZE BAŞVURMA

Vergi Mahkemesi kararları aleyhlerine sonuçlanan mükelleflerin, ödemesi gereken vergiler tahsil edilebilir safhaya gelmektedir Bu durum söz konusu vergilerin kesinleşmesi anlamına gelmez. Verginin kesinleşebilmesi için Vergi Mahkemesi kararlarına karşı mükelleflerin itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemesi’ne temyiz yoluyla da Danıştay’a başvurmaları veya bunlara başvuru sürelerinin geçtiği halde bu yolları kullanmamaları gerekir.

14.6. Bölge İdare Mahkemesi’ne İtiraz Başvurusu

Bölge İdare Mahkemesi, vergi mahkemesinin tek hâkimle verdiği kararları itiraz üzerine incelemektedir.

Bölge İdare Mahkemesi’ne, vergi mahkemesinin kararının tebliğini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde başvurulabilir. İtiraz başvurusu, mahkeme kararının yürütülmesini durdurmaz. Bu kararların yürütülmesini durdurabilmek için Bölge İdare Mahkemesinden yürütmenin durdurulması istenilmeli ve mahkeme tarafından da bu istem kabul edilerek karara bağlanmış olması gerekmektedir.

Bölge İdare Mahkemesinin aldığı kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.

Bölge idare mahkemesinin itiraz üzerine verdiği kararlara karşı, İYUK’un 54’üncü maddesi uyarınca bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabilir.

14.7. Danıştay’a Temyiz Başvurusu

Vergi yargılamasında, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin kararları ancak bu mahkemelerin bir hukuk kuralını yanlış uygulamaları durumunda temyiz edilebilir. Burada söz konusu edilen hukuk kuralı geniş kapsamlıdır. Yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri, sözleşmeleri içine alır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu, temyiz nedenlerini üç başlık altında toplanmıştır:

a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması
b) Hukuka aykırı karar verilmiş olması
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması.

Danıştay, vergi mahkemesinin kurul halinde verdiği kararları temyiz yoluyla incelemektedir.

Danıştay’a, vergi mahkemesinin kararını tebliğini takip eden günden itibaren otuz (30) gün içinde başvurulabilir. Temyiz başvurusu, vergi mahkemesi kararının yürütülmesini durdurmaz. Bu kararların yürütülmesini durdurabilmek için Danıştay’dan teminat karşılığı yürütmenin durdurulması istenilmesi ve bu istemin de kabul edilerek karara bağlanmış olması gerekmektedir.

213 sayılı Kanunun 377’nci maddesi uyarınca; vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının ( İl özel idareleri ile belediyeler, valiler) muvafakatini almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.

Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara devredebilir.

14.8. Danıştay’ın Vergi Mahkemesi Kararını Onaması ve Bozması

Temyiz üzerine Danıştay, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına veya onanmasına karar verir.
Danıştay tarafından mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi halinde, dava dosyası mahkemesine gönderilir ve olağan yargılama süreci tamamlanmış olur.

Danıştay tarafından mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi halinde ise, ilk derece mahkemesince bozma kararına uyulmasına veya ilk kararında ısrar edilmesine karar verilir.

Vergi mahkemesi Danıştay’ın bozma kararına uyarsa, yeniden yargılama yapmak suretiyle bozma kararı doğrultusunda yeni bir karar verir. Bu karara karşı da tarafların ilk karar üzerine yaptıkları gibi temyiz yoluna başvurmaları mümkündür.

İlk derece mahkemesince ısrar kararı verilmesi halinde, ısrar kararının temyizi mümkün olup bu durumda temyiz incelemesi bir üst kurul olan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenir. Kurulun kararları kesindir.

14.9. Karar Düzeltme

Kararın düzeltilmesi yolu ile; Danıştay dava daireleri veya Vergi Dava Daireleri Kurulunun temyiz yeri olarak verdikleri kararlar ile, bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında bir kez, kararın yeniden gözden geçirilmesi ve yapılmış sakatlıklar varsa bunların düzeltilmesi amacı güdülür.

Kararın düzeltilmesi isteminde süre on beş (15) gündür. Bu süre, kararın yazılı bildirimini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

14.5. Karar Düzeltme İstenilmeyecek Kararlar

İlk derece mahkemesi olarak verilen kararlara,

·        Ara kararlara,
·        Yürütmenin durdurulması kararlarına,
·        Görev ve yetki açısından mercii tayini kararlarına,
·        Yargılamanın yenilenmesi kararlarına,

karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz.

kaynak: www.Gib.gov.tr

Hiç yorum yok: